Varikosel, testise ait kirli kanın testisten gönderilmesinde görevli toplardamarların aşırı genişlemesi ve buna bağlı olarak bberaberinde kan dolaşımında reflü olması durumuna denir. Varikosel ilerleyici testis hasarı yapma potansiyeli olan bir hastalıktır.
Varikosel tanısında, fizik muayene, skrotal doppler Ultrasonografi, venografi, termografi, sintigrafi ve magnetik rezonans gibi yöntemler kullanılabilirken, genellikle fizik muayene ile tanı konur, normalde ek bir görüntüleme yöntemine gerek yoktur.
Fakat kurumsal (SGK, özel sigorta ve diğer kurumlar) kurallar sebebiyle hastalıklarda varikosel varlığının radyolojik olarak ortaya konulması zorunluluğu bulunmaktadır. Bu sebeple en sık kullanılan yöntem skrotal doppler Ultrasonografidir.
1-Fizik muayene yapılmasının sıkıntılı ve zor olduğu durumlarda(testisleri skrotal kesenin üst bölümünde yeralan hastalar, skrotum kesesi küçük olanlar, muayene yapmaya engel testis hassasiyeti olan hastalar)
2.Fizik muayenede zorluk oluşturan anatomik özellikler (şişmanlık, beraberinde hidrosel bulunması) ek görüntüleme yöntemlerinin kullanılmasını zorunlu kılmaktadır.
Varikosel , 10 yaş altı çocuklarda görülme sıklığı düşüktür (yaklaşık %1),
Tüm erkekler arasında görülme oranı % 15-20 iken,
Kısırlık sebebi ile başvuran ve ilk kez çocuk sahibi olacak erkeklerde %21-41 oranında görülürken,
Kısırlık sebebi ile başvuran erkekler arasından daha önce çocuk sahibi olmuş olan erkeklerde varikosel
görülme oranı %75-81’dir.
Fizik muayene sırasında tespit edilememiş fakat radyolojik görüntüleme yöntemlerinin kullanılması sonucu tanı konulan varikosele ‘’subklinik varikosel’’ ismi verilir.
Tüm erkekler arasında subklinik varikosel görülme sıklığı % 35-62 oranındadır. Subklinik varikoselin tedavi edilmesinin sperm değerleri ve gebelik oranları üzerinde etkisi net olarak ortaya konulamamıştır. Bu sebeple subklinik varikoselin tedavi edilmemesi gerektiği belirtilmektedir.