Varikosel, testis çevresinde bulunan toplardamarlarda (pleksus Pampiniformis) anormal genişleme olmasıdır. Varikosel genel toplum içerisinde % 15-20 oranında görülür. Kısırlık sebebiyle başvuranların % 40-45’inde varikosel görülebilir.
Varikosel, erkek kısırlığının tedavi edilebilir en sık sebebidir. Varikosel sperm sayı ve hareketinde azalma yaparak kişinin çocuk sahibi olmasını engeleyebilir.
Varikosel, genç erişkinlik dönemlerinde en sık görülür. Adölesan döneminde de varikosel görülebilir. Varikosel en sık sol tarafta görülürken, tek taraflı sağ varikosel görülmez. Sağda tek taraflı varikosel tespit edilmesi durumunda sağ böbrekte tümöral bir durum düşünülür.
Varikoselin sperm sayı ve hareketini azaltması ve buna bağlı olarak çocuk olmasını engelleme mekanizması ile ilgili bir çok hipotez vardır. Bu hipotezlerden en fazla üzerinde durulan, testis çevresindeki damar genişlemesinin testislerde sıcaklık artışı yapması ve bunun sperm sayı ve hareketinin azalmasına yolaçtığı yönündedir.
Varikosel hastalığı tespit edilen veya varikosel rahatsızlığı olduğunu düşünen hastalar bir üroloji doktoruna başvurmalıdırlar. Bu üroloji doktorunun Androloji konusunda tecrübeli olması tercih konusu olmalıdır. Varikosel varlığı muayene ile tespit edildikten sonra skrotal doppler ultrason tetkiki yapılması tanının netleştirilmesi açısından uygun olacaktır.
Muayene ve skrotal doppler ultrason tetkiki ile varikosel tanısı netleştirildikten sonra 20 gün içerisinde 3-4 günlük cinsel perhiz ile 2 adet sperm tahlili yapılarak sperm sayı ve hareketi değerlendirilir. Sperm sayı ve hareketinden birisi veya her ikisinde düşüklük tespit edilmesi durumunda ameliyat yapılmasına karar verilir.
Sperm sayı ve hareketi normal ise varikosel tespit edilse bile ameliyat edilmesine gerek yoktur. Varikosel sadece kısırlığa yolaçabilir, eğer hastanın çocuğu var ve yeni bir çocuk sahibi olmayı düşünmüyorsa sperm sayı ve hareketi düşük bile olsa ameliyata gerek yoktur.
Varikosel ameliyatı, kasık bölgesinde bir kesi yapılarak testis damarlarının bağlanması ile yapılır. Ameliyat sırasında atardamar, toplardamar ve lenf damarlarını ayırtedebilmek için mikroskop kullanılması faydalı olur. Ameliyat sırasında sadece toplardamarların bağlanması gerekmektedir. Çıplak gözle bu damarların hangi tip olduğunun ayırtedilmesi çok zordur. Mikroskop yardımı ile yapılan varikosel ameliyatına mikrocerrahi varikosel ameliyatı ismi verilir. Mikroskop ile yapılan varikosel ameliyatında başarı oranı daha yüksek olduğu gibi, oluşan komplikasyon oranları daha düşük düzeydedir.
Varikosel ameliyatına varikoselektomi ismi verilir. Varikosel ameliyatı, hasta tamamen uyutularak (genel anestezi ile) veya bölgesel anestezi (spinal anestezi) ile yapılabilir. Varikosel ameliyat genel olarak düşük riskli bir ameliyat olarak değerlendirilir. Ameliyata bağlı olarak bazı sorunlarla karşılaşmak söz konusudur. Ameliyat tekniği olarak mikroskopik yöntemin kullanılmaya başlaması oluşan komplikasyon oranlarını oldukça azaltmıştır.
Bu komplikasyonlar şunlardır;
1.Varikosel tekrarlaması (Nüks) : Varikosel ameliyatında mikroskop kullanılması ile en küçük damarlarda kolaylıkla görülebildiği için onların bağlanması ile varikosel tekrarı ihtimali çok çok azaltmaktadır. Mikrocerrahi yöntemle yapılmayan vakalarda varikosel tekrarı daha yüksek oranda görülmektedir.
2.Hidrosel oluşumu: Varikosel ameliyatında toplardamarların yanında lenf damarlarınında bağlanmasına bağlı olarak testis çevresini saran tunika vaginalis denen kılıfın iç ve dış tabakaları arasında sıvı artışı olmaktadır. Bu duruma hidrosel ismi verilir. Toplanan sıvı miktarı gittikçe artarak kişiye rahatsızlık vermektedir. Kişinin hidrosel için ayrıca bir ameliyat daha olması gerekebilmektedir.
3.Testis küçülmesi(Testis atrofisi): Varikosel ameliyatında, mikrocerrahi teknik kullanılmadığında atardamarlarda yanlışlıkla bağlanabilmekte ve buna bağlı olarak testiste küçülme görülebilmektedir.
4.Sinir ve Vaz deferens yaralanması: Varikosel operasyonu sonrasında kasık bölgesinde uyuşukluk görülebilir. Sinir travmasına bağlı ise kendiliğinden geçmektedir. Vaz deferens yaralanması az görülmekle beraber oluştuğunda vazovazostomi ismi verilen operasyonunun yapılması gerekmektedir.
Varikoselin en önemli tedavi nedeni infertilitedir(kısırlıktır). Tedavi öncesi tetkiklerin tam olarak değerlendirilmesi ve ayrıca eşininde muayenesinin yapılmış olması gerekmektedir. Varikoseli olan, sperm sayı ve hareketi normal olan hastada yıllık kontrollerde sperm sayı ve hareketi normalin altına düşerse ameliyat planlanabilmektedir. Varikoseli olan hastada aynı anda sperm sayı ve hareketinde problem olması ameliyat için yeterlidir . Hasta eğer ileri dönemde çocuk sahibi olmayı planlıyorsa varikosel ameliyatı yine de yapılmalıdır.
Varikoseli olup sperm sayı, hareket ve morfolojisi normal olanlarda ameliyat gerekliliği yoktur, yıllık sperm tahlilleri yapılarak değerlerdeki değişiklikler kontrol altında tutulmalıdır.
Varikosel ameliyatı ağrı amacıyla da yapılabilir. Ağrı durumlarında standart yöntemlerle (ağrı kesiciler, testisleri yukarı kaldıran kilot giyilmesi-skrotal elevasyon) hastalar rahatlatılmaya çalışılmaktadır. Varikosel ameliyatı öncesi sperm sayı ve hareketi normal olsa bile standart yöntemlerle ağrısı geçmeyen hastalarda varikosel operasyonu yapılabilmektedir.
Adölesan varikosellerde sperm tahlili yapılamadığı durumlarda, varikosel varlığı, testis boyut farklılığı ameliyat kararı için yeterli kriterlerdir. Varikoseli olan ve testosteron değeri düşük olan kişilerde de varikosel ameliyatının yapılması önerilmektedir. Varikosel varlığının testosteron üretimi yapan hücreler üzerine olumsuz etkisi olduğu da tespit edilmiştir.