Varikosel, testis çevresindeki toplardamarların genişlemesine verilen isimdir. Tıbbi olarak açıklandığında pleksus pampiniformis venlerinin dilatasyonudur. Erişkin yaşta %15-22 oranında görülürken, kısırlık problemi ile başvuran erkeklerin % 25-40’ında varikosel tespit edilmiştir.
Daha önce bir veya birden fazla çocuğu olan ve tekrar çocuğu olmadığı için başvuran sekonder infertil hastalarda %69-81 oranında varikosel ameliyatı görülmektedir. Varikosel erkek kısırlığının en sık görülen düzeltilebilir nedenidir.
Varikosel, % 75-95 oranında sol tarafta görülür. Her iki tarafta görülme oranı % 10’dur. Günümüzde skrotal doppler ultrason gibi görüntüleme yöntemlerinin kullanılması hafif düzeydeki (subklinik) tespit edilebilmekte, buna bağlı olarak iki taraflı görülme oranları %30-80 düzeylerinde görülmektedir.
Tek taraflı sağ varikosel görülme olasılığı % 2 düzeylerinde olup bu hastalarda böbrek tümörü ve sağ böbrek bölgesindeki farklı bir tümöral yapı oluşumuna yol açabilmektedir.
Hastalar, testislerde şişlik, ağrı ve boyutlarında küçülme belirtileri ile başvururlar. Bunun dışında bacakların üst iç kısmında testis kenarına uyan bölgede çekme, testislerde sarkma, biraraya toplanmış damarsal şişliklerden şikayetle başvururlar.
Testislerdeki toplardamarların genişlemesi ve kanın doğru akışını engellemesi, varikose olarak bilinen bir hastalıktır. Kısırlık veya testislerde ağrı tipik olarak erkeklerde fark edilir. Belirler kişiden kişiye değişebilir ve bazen tamamen yok olabilir.
Testislerde ağrı en yaygın belirtidir. Bu ağrı tipik olarak hafif ve rahatsız edici bir sızı şeklinde olur ve uzun süre ayakta durma veya hareket etme sonrasında artabilir. Yine de dinlenme sırasında azalabilir. Çünkü sol taraftaki toplardamar anatomik olarak daha hassastır, varikoz genellikle sol testiste daha sık görülür.
Bazı erkeklerde, testis torbasında (skrotum) şişlik veya genişlemiş damarlar olabilir. Damarlar bazen cilt üzerinden “solucan yumağı” şeklinde görünebilir. İlerlemiş vakalarda testislerde küçülme veya büyüklük farkı olabilir. Kan dolaşımı ve testis etkilenir.
Erkek kısırlığının önemli nedenlerinden biri de varikoseldir. Sperm sayısında azalma, sperm hareketliliğinde düşüş veya sperm şekil bozuklukları gibi sorunlar etkilenen kişilerde sıklıkla görülür.
Bir üroloji uzmanına gitmeniz çok önemlidir eğer bu belirtilerden birini yaşarsanız. Gerekirse, doktor fizik muayene ve ultrason gibi görüntüleme yöntemlerini kullanarak tanıyı doğrulayabilir ve uygun bir tedavi planını önerebilir. Genel olarak, tedavi damarların bağlanmasını veya cerrahi operasyonları içerebilir.
Varikosel tanısı muayene ile konulabilir. Ancak skrotal doppler ultrason yapılarak muayene ile tespit edilen varlığı netleştirilmiş olur. SGK, özel sigortalardan faydalanarak ameliyat olacaklar için mutlaka skrotal doppler ultrason yapılması gerekmektedir.
Hastanın şikayetleri ve doktorun kapsamlı bir değerlendirmesi genellikle varikosele yol açar. Doktor önce hastanın belirtilerini dinler, özellikle testislerde şişlik, ağrı veya torbada ağırlık.
Bir kişinin kısırlık sorunu varsa, bu da varikosel şüphesini artırabilir. Hasta ayakta durarak testis torbası incelenir. Daha kapsamlı bir değerlendirme için, hastadan nefesini tutup karın kaslarını sıkması (örneğin Valsalva manevrasını yapması) istenebilir. Bu şekilde varikosel daha net hale gelir.
Fiziksel muayene bulguları yeterince açık değilse veya daha ayrıntılı bir değerlendirme gerekiyorsa skrotal ultrasonografi yapılır. Ultrason, damarların çapını ölçerek varikoseli doğrular. Varikosel, özellikle damar çapının 3 milimetreden büyük olması durumunda sıklıkla teşhis edilebilir. Kan akışını değerlendiren Doppler ultrasonografi, varikoselin derecesini daha kesin bir şekilde belirlemek için kullanılır.
Tüm bu işlemin ardından doktor, hastanın şikayetlerinin varikosel ile bağlantılı olup olmadığını değerlendirir. Tanı doğrulandıktan sonra, varikoselin ağrıya, testis boyutuna ve sperm kalitesine etkisine bağlı olarak tedavi planı belirlenir.
Varikoz, genişlemiş damarların belirginlik düzeyine göre üç farklı evrede sınıflandırılır. İlk evre genellikle hafif bir aşama olarak kabul edilir ve Valsalva manevrası ile genişlemiş damarlar hissedilebilir. Hasta çoğunlukla herhangi bir semptom göstermez ve normal muayene sırasında damarlardaki genişleme fark edilmez.
Bu evrede varikosel tipik olarak tesadüfen ortaya çıkar. Fiziksel muayene sırasında, orta derece olarak adlandırılan ikinci evrede genişlemiş damarlar elle rahatlıkla hissedilebilir, ancak cilt üzerinden görülemez. Bu aşamada bazı hastalar testislerinde şişlik ya da hafif bir ağırlık hissi gibi belirtiler gösterebilir.
Muayene sırasında hem cilt üzerinden hem de üçüncü ve en ileri evrede genişlemiş damarlar hissedilebilir. Bu evre, tipik olarak belirgin şişlik, ağrı ve testislerde ağırlaşma ile birlikte gelir. Ek olarak, üçüncü derecede testis boyutunda azalma ve sperm kalitesinde azalma riski daha yüksektir.
Varikoselin hangi evrede olduğunu belirlemek, tedavi sürecini planlamak için çok önemlidir. İleri evrelerde genellikle cerrahi müdahale gereklidir, ancak hafif evrelerde düzenli takip yeterli olabilir.
Çocuklarda varikosel olabilir, ancak genellikle ergenlik döneminde fark edilir. Testislerdeki toplardamarların genişlemesi, varikose gelişiminde önemli bir rol oynar. Ergenlik öncesinde çok nadir görülen varikosel, testislerdeki kan akışının artması ve hormonal değişiklikler nedeniyle daha belirgin hale gelebilir.
Çocuk yaşlarda varikosel genellikle belirgin bir semptom göstermez ve genellikle başka bir nedenle yapılan rutin fiziksel muayene sırasında fark edilir. Ergenlik dönemine geçerken bazı çocuklar testis torbasında şişlik, ağırlık veya hafif bir ağrı gibi belirtiler gösterebilir. Genel olarak sol testiste bulunur, ancak bazen her iki testiste birden görülebilir.
Çocukluk veya erken ergenlik döneminde görülen varikosel, özellikle testislerde büyüme geriliği veya boyut farkı varsa dikkatle değerlendirilmelidir. Bu, testisin normal gelişimini etkileyerek kısırlık riskini artırabilir. Sonuç olarak, çocuk yaşta varikosel teşhis edilen vakalarda düzenli takip çok önemlidir.
Varikosel çok büyükse veya testis sağlığını tehlikeye atarsa cerrahi müdahale gerekebilir. Ancak, genellikle gelişim ergenlik döneminin sonuna kadar izlenir ve cerrahi müdahale yalnızca gerekli olduğunda yapılır. Çocuklarda varikosel teşhis edildiğinde, çocuk ürologları veya pediatrik ürologlar tarafından değerlendirilmeleri gerekir. Bu, durumun ne kadar ciddi olduğunu belirlemek ve uygun bir tedavi veya takip programı oluşturmak için gereklidir.
Varikosel ameliyatı sonrası testosteron seviyeleri genellikle artabilir, ancak bu durum kişinin genel sağlık durumu, varikoselin derecesi ve ameliyat öncesi testosteron seviyelerine bağlıdır.
Testislerdeki toplardamarların genişlemesi, varikose nedeniyle kan dolaşımını bozarak normal işlevlerini etkiler. Bu durumda testosteron üretimi azalabilir. Testislerdeki kan akışı düzeltildiğinde ve oksidatif stres azaltıldığında testosteron üretimi iyileşebilir.
Araştırmalara göre, varikosel ameliyatının ardından serum testosteron seviyeleri, özellikle düşük testosteron seviyesi olan erkeklerde önemli ölçüde artmaktadır.
Bunun nedeni, ameliyat sonrası testislerin hormon üretimini desteklemesidir. Bununla birlikte, ameliyat öncesinde testosteron seviyeleri normal sınırlar içinde olan erkeklerde genellikle bu artış sınırlı düzeydedir.
Ameliyat sonrası testosteron seviyeleri birkaç ay içinde fark edilmeye başlar, çünkü testislerin iyileşmesi ve hormonal dengelerin yeniden sağlanması uzun sürebilir. 3 ila 6 ay içinde bu etkiler tipik olarak daha belirgin hale gelir.
Varikosel ameliyatı, testis fonksiyonlarını destekleyerek hormonal dengeyi olumlu yönde etkileyebilir, ancak her erkek için aynı sonuçlar garanti edilmez. Bu süreç boyunca testosteron seviyelerini düzenli olarak kontrol etmek, ameliyatın etkilerini izlemek için faydalıdır. Ameliyat sonrası testosteron seviyelerinde beklenen bir artış olmazsa, diğer olası nedenlerin araştırılması ve gerekli tedavi planlanması için bir üroloji veya endokrinoloji uzmanına başvurulmalıdır.
Varikosel ameliyatı, genellikle sperm DNA hasarını düzeltir. Testislerdeki toplardamarların genişlemesi ve kan birikmesi ve ısı artışı, varikose nedeniyle sperm üretimini olumsuz etkiler.
Bu durum, sperm DNA’sında hasara ve parçalanmalara neden olabilir. DNA’nın hasarı, spermin döllenme yeteneğini düşürür ve bu da gebelik şansını düşürür. Ek olarak, varikosel nedeniyle spermde meydana gelen oksidatif stres, DNA yapısına zarar veren önemli bir bileşendir.
Ameliyatın ardından testislerde oksidatif stres azalır ve kan dolaşımı düzelir. Bunun bir sonucu olarak, sperm DNA hasar oranı önemli ölçüde iyileşebilir. Bilim adamları, varikosel ameliyatının hem sperm sayısını, hareketliliğini ve kalitesini artırdığını hem de DNA hasarını azalttığını keşfettiler.
Spermatogenez (sperm üretimi) yaklaşık 70 ila 90 gün sürer ve ameliyattan sonra sperm DNA yapısında iyileşme sağlanması genellikle birkaç ay sürebilir. Sonuç olarak, ameliyatın etkileri genellikle 3 ila 6 ay içinde ortaya çıkar.
Ancak her hastanın iyileşme düzeyi aynı olmayabilir. Ameliyat öncesi sperm kalitesi, varikoselin miktarı ve genel sağlık durumu DNA hasarını etkiler. İyileşme oranı, özellikle ileri derecede DNA hasarı olan hastalarda sınırlı olabilir. Bununla birlikte, varikosel ameliyatı sonrası doğal yollarla gebelik şansının artması, sperm DNA’sında iyileşmenin önemli bir göstergesidir.
Bir üroloji uzmanının önerisiyle, ameliyat sonrası sperm DNA durumunu değerlendirmek için bir DNA fragmantasyon testi yapılabilir. Bu, tedavinin başarısını ve sperm sağlığının düzelmesini doğrudan gösterir. Tedavi sonrası sperm DNA hasarındaki düzeltme, doğurganlık potansiyelini önemli ölçüde artırıyor.
Hastanın varikosel semptomlarının şiddeti, sperm kalitesi ve testis sağlığı üzerindeki etkisi, varikoselin tedavi planını belirler. Daha ileri vakalarda cerrahi müdahale gerekebilir, ancak hafif vakalarda tedavi gerekmeyebilir. Tedavinin temel amacı, doğurganlığı korumak, semptomları hafifletmek ve testislerdeki kan dolaşımını düzeltmektir.
Cerrahi, varikosel ağrı, testis küçülmesi veya kısırlık sorunları varsa en yaygın tedavi seçeneğidir. En yaygın cerrahi yöntem varikoselektomidir. Bu işlem sırasında genişlemiş damarlar bağlanır ve kanın sağlıklı damarlar üzerinden akmasına izin verilir.
Varikoselektomi genellikle açık, laparoskopik veya mikroskobik olarak gerçekleştirilir. Yüksek başarı oranı ve düşük komplikasyon riski nedeniyle mikroskobik varikoselektomi sıklıkla tercih edilir.
Ameliyatın ardından sperm kalitesi genellikle iyileşir ve bu süreç 3 ila 6 ay sürebilir. Ancak bazı durumlarda, doğal yollarla gebelik sağlanamazsa, tedavi sürecine mikroenjeksiyon (ICSI) veya tüp bebek (IVF) gibi yardımcı üreme teknikleri dahil edilebilir.
Cerrahi dışı yöntemler genellikle tercih edilmez, ancak embolizasyon minimal invaziv bir seçenek olarak düşünülebilir. Bu işlem, kan akışını yeniden düzenlemek için bir kateter kullanılarak genişlemiş damarları tıkanır. İyileşme süresi cerrahiye göre daha kısa olabilir.
Tedavi, hafif varikosel vakalarında genellikle rutin takip ve yaşam tarzı değişiklikleri ile sınırlıdır. Semptomları hafifletmek için destekleyici iç çamaşırları kullanmak, uzun süre ayakta durmaktan ve ağır fiziksel aktivitelerden kaçınmak faydalıdır.
Her hastanın özel durumuna göre bir üroloji uzmanı tedavi planını oluşturmalıdır. Varikosel sorunların çoğu uygun bir şekilde yönetilebilir ve hastaların yaşam kalitesi iyileşebilir.
Genel olarak toplardamarların genişlemesi nedeniyle oluşan yapısal bir sorun olan varikose, ilaçlarla tamamen tedavi edilmesi genellikle mümkün değildir. Varikoselin semptomlarını hafifletmek veya ilerlemesini yavaşlatmak için ilaçlar kullanılabilir, ancak genişlemiş damarları düzeltmek ve altta yatan sorunu tamamen ortadan kaldırmak için cerrahi müdahale gereklidir.
Doktorunuz, varikosel ile ilgili en yaygın semptomlardan biri olan ağrı için ağrı kesiciler veya antiinflamatuar ilaçlar önerebilir. Bu ilaçlar geçici bir rahatlama sağlayabilir, ancak damar genişlemesini tedavi edemez. Antioksidan içerikli takviyeler, oksidatif stresi azaltmak ve sperm kalitesini desteklemek için de kullanılabilir. Çinko, koenzim Q10, C vitamini ve E vitamini gibi bileşenler sperm sağlığını iyileştirebilir, ancak varikoseli ortadan kaldırmaz.
Özellikle hafif vakalarda veya ameliyatın gerekli olmadığı durumlarda, ilaç tedavisi iyi bir seçenek olabilir. İlaçlar, varikoselin daha ciddi semptomlarına veya kısırlığa neden olduğu durumlarda genellikle yeterli değildir. En etkili tedavi yöntemi, genişlemiş damarları bağlamak ve kan dolaşımını düzeltmek için cerrahi müdahaledir. Ayrıca sperm kalitesini olumlu yönde etkiler.
Doktorunuz, varikoselin derecesine ve varikoselin semptomlarına göre en iyi tedavi seçeneğini belirleyecektir. Eğer varikosel ameliyat önerilmiyorsa, yaşam tarzı değişiklikleri ve düzenli takip ile durumu kontrol altında tutmanız çok önemlidir. Bununla birlikte, ilaçların tedaviye yardımcı olmayacağını bilmek ve gerekli olduğunda cerrahi seçenekleri değerlendirmek çok önemlidir.
Hastanın şikayetlerinin derecesi, varikoselin testisler üzerindeki etkisi ve doğurganlık durumu, varikosel ameliyatı kararını belirler. Cerrahi müdahale, hastanın testislerinde sürekli veya tekrarlayan ağrıdan şikayet ediyorsa ve günlük yaşamını olumsuz etkiliyorsa düşünülebilir. Testislerde küçülme veya ağrının dinlenmeyle geçmemesi gibi bulgular, ameliyat kararını destekler.
Varikose, kısırlığa neden olan yaygın bir sorundur. Sperm analizi, sperm sayısında, hareketliliğinde ya da morfolojisinde bozulmaya işaret ediyorsa, ameliyat doğurganlık üzerinde olumsuz bir etkiye sahip olabilir. Bu durum, çocuk sahibi olmayı planlayan çiftler için özellikle önemlidir. Cerrahi, varikose ilerlemiş durumlarda, testislerde damarların hissedildiği ya da görülebildiği durumlarda tercih edilir.
Testislerin boyutlarında farklılık olduğunda, yani bir testisin diğerine göre daha küçük olduğunda, ameliyat kararı daha netleşebilir. Bu durum, sperm sağlığını ve hormon üretimini ilerleyen dönemde olumsuz etkileyebileceğinden müdahale gerektirebilir. Karar verme sürecinde yaş da önemlidir. Genç hastalarda doğurganlık sorunlarını önlemek için daha erken ameliyat önerilebilir.
Ağrı kesiciler, yaşam tarzı değişiklikleri veya destekleyici iç çamaşırı kullanımı semptomları hafifletmede yetersiz kalıyorsa cerrahi müdahale bir sonraki adım olarak değerlendirilir. Bu süreçte doktor, hastanın sağlık durumunu, beklentilerini ve cerrahinin sağlayabileceği faydaları göz önünde bulundurarak karar verir.
Varikosel ameliyatı fiyatları, birçok faktöre bağlı olarak değişebilir, bu nedenle kesin bir fiyat belirlemek zordur. Varikosel ameliyatı fiyatları, coğrafi konum, sağlık kurumu, doktorun uzmanlığı, ameliyatın karmaşıklığı ve sigorta kapsamı gibi çeşitli faktörlere bağlıdır. Varikosel ameliyatı fiyatları 2024 hakkında bilgi almak için bizlere ulaşabilirsiniz.
Mikroskopik teknik kullanılarak yapılmalıdır. Mikroskop kullanılarak yapılan ameliyatlarında komplikasyonlar daha az görülmektedir. Çünkü atardamar, toplardamar ve lenf damarı ayrımı mikroskopla rahat bir şekilde yapılmakta ve toplardamarlar diğer yapılara zarar vermeden bağlanabilmektedir.
Tamamen uyutularak yani genel anestezi altında yapılması en uygundur. Spinal anestezi ile yapılan ameliyatlarında ameliyat sonrası idrar yapamama durumu % 50 oranında görülebilmekte ve bu hastalara sonda takılması gerekebilmektedir.
Mikroskop kullanılarak yapılan ameliyat sahası daha ayrıntılı olarak görülebilmektedir. Bu sebeple testisin atardamarları, toplardamarları ve lenf damarları kolaylıkla birbirlerinden ayırtedilebilmektedir. Ameliyat sırasında bağlanması gereken toplardamarlar yerine yanlışlıkla atardamarın ya da lenf damarlarının bağlanmasının önüne geçilebilmektedir.
Atardamarlar bağlandığında testisin boyutu küçülüp fonksiyonunu yapamaz hale gelebilirken, lenf damarlarının bağlanması durumunda testis çevresindeki zarlar arasında gittikçe artan miktarlarda sıvı birikimi olabilmektedir. Buna hidrosel ismi verilmektedir. Testiste hidrosele bağlı olarak aşırı büyüme olduğunda yeniden ameliyat yapılması gerekmektedir.
Ameliyat sırasında testis damarlarının bulunduğu spermatik kordda ameliyat gerçekleştirilmektedir. Testisin skrotal keseden yukarı itilerek ameliyat kesi bölgesinde çıkartılmasına testisin doğurtulması ismi verilir. Testis doğurtulduğunda eksternal spermatik toplardamarlar daha kolaylıkla bağlanabilmektedir. Eksternal spermatik toplardamarların bağlanmadığı durumlarda tekrarlama oranı yüksek olur.
Sperm tahlili yapılıp menisinde sperm tespit edilemeyen fakat hasta olanlar da ameliyat edilmelidir. Eğer hastanın hormon değerleri normal sınırlarda ise ameliyat sonrası spermin dışarı çıktığı görülmektedir. Menisinde sperm görülmeyen hastalarda azoospermi terimi kullanılır. Bu hastalara varikosel yapıldığında dışarı sperm çıkmasa bile mikroTESE yöntemi ile sperm arama işleminde sperm bulunma ihtimalinin arttığı gösterilmiştir.
Ameliyat sonrası ameliyat bölgesindeki küçük kanama ve sıvı birikintilerinin dışarı çıkması için dren konulabilir. Cerrahın tercihine göre dren konulabildiği gibi bir çok cerrah tarafından da dren kullanımı tercih edilmemektedir. Eğer hastaya dren konulmuşsa bu ameliyattan bir gün sonra alınır.
Ameliyat sonrası sperm sayı ve hareketindeki artış % 30-80 arasında değişmektedir. Eğer ameliyat mikroskop yöntemi ile yapılır ve atardamar yaralanması olmaz ise sperm sayısında düşme pek görülmez. En ideal ameliyatının mikroskopik yöntemle olduğu bir çok bilimsel yayınlarda da belirtilmektedir.
Ameliyat sonrası gebelik oranı %38.3’dür, genellikle gebelik 8. Ayda görülür. En ideal yöntem mikroskopik varikosel yöntemidir. Varikosel ameliyatı üremeye yardımcı teknikler içinde önemli avantajlar sağlar.
Tüp bebek yapılması planlanan ve varikoseli olan hastalara ameliyat yapılması sonucu hastaların bir kısmında doğal gebelik oluşurken bir kısmında da spermin dışarı çıktığı görülmüştür. Yani hiç sperm çıkışı olmayan hastalar ameliyat yapıldığında spermin dışarıya çıktığı görülmüştür.
Daha önce sperm aranması için mikroTESE yapılan ve sperm bulunamayan hastalarda varlığı tespit edilip ameliyat yapıldıktan sonra bu hastalara mikroTESE yapılması durumunda sperm bulunma oranının arttığı tespit edilmiştir.
Çocuğu olmayan erkeklerde sperm dışarı çıkmama durumuna azoospermi adı verilir. Azoospermi durumunda testisten sperm arama işlemi yapılması gerekir. Bu işlem mikroskop altında yapıldığında sperm bulunma ihtimali artar. Bu işleme MikroTESE işlemi adı verilir.
MikroTESE yapılmadan önce kişide tespit edilirse ameliyat yapılması sperm bulunma oranını artırır. Aynı şekilde daha önce MikroTESE yapılıp sperm bulunamayan hastalarda varlığı tespit edilip ameliyat yapıldıktan bir süre sonra MikroTESE yapıldığında sperm bulunma oranında da artış tespit edilmiştir.
Varikosel tek taraflı olduğunda ameliyat süresi 45 dakika ile 1 saat arasında sürerken iki taraflı ameliyat 1.5 saat – 2 saat arasında sürer.
Eğer kişi daha önce varikosel ameliyatı olduysa ve varikosel tekrarladıysa ameliyat süreleri tek taraflı olduğunda 1-1.5 saat iken iki taraflı olduğunda 2 saatin üzerinde olacaktır. Çünkü varikosel ameliyatı ikinci defa yapıldığında ameliyat bölgesinde yapışıklıklar olacağı için ameliyat süresi uzun olacaktır.
Kesi yeri kasık bölgesinde 5-7 cm arası bir kesi ile yapılır. Tıbbi olarak inguinal bölge diye belirttiğimiz alandan yapılır.
Kullanılan dikişl materyali alınmayan ve eriyen dikişlerden kullanılmaktadır. İntrakutan dediğimiz görülmeyen teknik kullanılarak iz kalma durumu en az düzeye indirilir. Her ameliyatta ve yaralanma durumunda mutlaka iz kalır fakat dikiş tekniğine ve vücudun reaksiyonuna göre iz daha az düzeyde kalabilir.
Ameliyat sonrası 1 gün hastanede kalınır. Hasta ameliyat sonrası 4-5 saat geçtikten sonra bir şeyler yiyebilir ve içebilir. Hasta 4-5 saat geçtikten sonra yatak kenarında dinlendirilerek ayağa kaldırılır ve yürütülür.
Varikosel ameliyatından 1 gün sonra hasta yürüyerek rahat bir şekilde taburcu edilir. Gündelik işlerini 1 günden itibaren yapabilir. Cinsel birleşme sırasında kasık bölgesinde zorlanma olacağı için 2 hafta geçmeden cinsel birleşme olmamalıdır.
Sonrası 4-5 gün geçmeden banyo yapılması önerilmez. Banyoyu erken dönemde yapmak isteyen hastalara yara bölgesine tegaderm adı verilen su geçirmez pansuman uygulandığında hasta 1 .günden itibaren banyo yapabilir.
Kişi masa başı iş yapıyorsa 4-5 gün sonra işe başlayabilir fakat kasık bölgesine basınç uygulanmasına yol açabilecek güç kullanılarak yapılan işlerde çalışan kişiler 10-15 gün geçmeden işe başlamamalıdır. İşin ilk günlerinde kontrollü hareketler yaparak yara bölgesine basınç yüklenmemesine dikkat edilmelidir.
Hastalar kendi özel işleri değil ise doktor tarafından hazırlanacak en az 1 haftalık rapor kullanmaları daha çabuk toparlanmaları açısından uygun olacaktır. Bazı hastalarda ağrı eşiği daha düşük olduğu için ağrıyı fazla hissederler, bu hastalarda rapor süresinin uzatılması uygun olacaktır. Kasık bölgesine basınç yüklenmesine sebep olan işlerde çalışan hastalarında 15- 20 gün rapor kullanmaları yaralarının daha çabuk toparlanması açısında faydalı olur.
Hafif düz yol yürüyüşler 2-3 gün içerisinde yapılabilir. Ağırlık kaldırma, koşma ve mücadele gerektiren sporları 1 ay geçmeden yapılmaması uygu olacaktır. Vücudu zorlayıcı spor yapılması ameliyat bölgesinde kas ve doku yırtılmalarına sebebiyet vererek kasık fıtığı oluşumuna yol açabilir.
Erken dönemde kanamaya bağlı testislerde ve kasık bölgesinde şişlik olabilirken, 2-3 gün sonrası enfeksiyon oluşabilir. Ameliyat sırasında atardamar yaralanması olması halinde testiste küçülme (atrofi) oluşur. Lenf damarları bağlanırsa Hidrosel oluşabilir. Mikroskop kullanılmadan ameliyat yapılmışsa tüm damarlar bağlanamadığı için varikoselin tekrarlaması söz konusudur.
Genellikle testislerin çevresindeki damarlar varikose nedeniyle genişler. Bu durum tipik olarak sol testis bölgesinde meydana gelir ve testislerin normal işlevlerini etkiler. Varikosele sahip insanlarda aşağıdaki semptomlar veya durumlar görülebilir:
Bazı durumlarda ciddi sonuçlara neden olsa da, varikose genellikle tedavi edilebilen bir sağlık sorunudur. Bu durum, testislerdeki toplardamarların genişlemesiyle meydana gelir. Bu toplardamarlar kanın doğru bir şekilde dolaşmasını engelleyebilir. Varikosel çoğu erkek için hafif bir rahatsızlıktır ve belirti vermez. Bununla birlikte, kısırlık, testislerin küçülmesi veya atrofisi ve testislerde rahatsızlık gibi ciddi sonuçlar, ilerleyen vakalarda ortaya çıkabilir.
Varikoselin ciddiyeti kişiden kişiyvarikoseller sperm üretimini olumsuz etkileyebilir. Bu, erkeklerde kısırlığın önemli nedenlerinden biridir. Ek olarak, ağrı ve rahatsızlık, bazı erkekler için günlük yaşamı zorlaştırabilir.
Tedavi edilmezse varikose değişir. Hafif varikoseller genellikle hiçbir semptom veya sağlık sorunu göstermez ve genellikle tedavi gerektirmez. Bununla birlikte, testislerdeki sıcaklık dengesini bozarak ileri dereceli el zamanla daha da kötü hale gelebilir. Özellikle genç yaşlarda fark edilen ve gelişen varikoseller, testislerin boyutlarını küçültebilir. Bunun yanı sıra, sperm kalitesi düşük olduğunda, gebe kalma olasılığı da düşebilir. Bu nedenle, varikosel semptomları olan kişilerin üroloğa gitmesi çok önemlidir.
Doktorunuz, varikosel bir hastalığın ciddiyetine göre takip, yaşam tarzı değişiklikleri veya cerrahi operasyon önerebilir. Tedavi seçenekleri arasında varikoselektomi gibi cerrahi prosedürler genellikle iyi sonuçlar verir ve önemli komplikasyonları önler. Dolayısıyla, varikosel her zaman tehlikeli bir durum olmasa da, semptomları göz ardı edilmemeli ve bir uzman tarafından değerlendirilmelidir.
Varikosel, erkeklerde kısırlığa yol açabilen bir hastalıktır, ancak bu, varikosel olan herkesin çocuk sahibi olamayacağı anlamına gelmez. Varikosel olan erkeklerin çoğu doğal olarak çocuk sahibi olabilir. Bununla birlikte, varikoselin sperm üretimi ve kalitesi üzerindeki etkisi, hastalığın ciddiyetine ve süresine bağlı olarak değişebilir.
Testis damarları varikose nedeniyle genişler ve bu da testis sıcaklığını artırır. Sperm sayısını, hareketliliğini ve yapısını bu durum olumsuz etkileyebilir. Hafif varikosel vakalarında genellikle sperm kalitesi etkilenmezken, daha ileri seviyelerde sperm üretiminde önemli sorunlar ortaya çıkabilir. Bu, doğurganlık potansiyelini azaltsa da tamamen ortadan kaldırmaz.
Varikosel ameliyatı veya varikoselektomi, varikosel nedeniyle sperm kalitesinin bozulması durumunda genellikle olumlu sonuçlarla sonuçlanır. Cerrahi müdahaleden sonra sperm sayısı, hareketliliği ve yapısı artabilir. Ameliyattan sonra genellikle 3 ila 6 ay içinde iyileşme başlar. Bu süreç, çiftlerin doğal olarak çocuk sahibi olma şansını artırabilir.
Tüp bebek (IVF) veya mikroenjeksiyon (ICSI) gibi yardımcı üreme yöntemlerinin kullanılması, varikosel tedavisine rağmen doğal yollarla gebelik elde etmek mümkün değildir. Düşük sperm kalitesine rağmen çocuk sahibi olma olasılığı bu yöntemlerle artırılabilir.
Genel sağlık durumu, varikoselin derecesi ve sperm parametreleri, varikoseli bir erkeğin çocuk sahibi olma olasılığını etkiler. Sonuç olarak, bir çocuk sahibi olmak isteyen çiftlerin bir ürolog veya üreme sağlığı uzmanı tarafından incelenmeleri gerekir. Doğru destek ve tedavi ile çocuk sahibi olma olasılığı oldukça yüksektir.
Varikosele sahip erkekler normalde boşalabilir. Varikoz, sperm üretimini ve kalitesini olumsuz etkileyebilir, ancak genellikle orgazmı veya boşalmayı engellemez. Varikosel semptomları genellikle testis ağrısı, rahatsızlık veya testis boyutunda değişikliklerle ilişkilendirilir, ancak boşalma işlemi genellikle etkilenmez.
Yine de varikosel semptomlar veya sperm üretimi ile ilgili endişeleriniz varsa, bir ürolog veya diğer sağlık profesyoneli ile görüşmek önemlidir. Doktor, varikosel şiddetini değerlendirecek ve uygun takip veya tedavi yöntemleri önerecektir. Varikosel tedavisi, sperm üretimini artırabilir ve semptomları hafifletebilir, ancak boşalmayı engellemez.
Varikosele yakalanan bir kişi, durumunu kontrol altına almak ve olası sorunları önlemek için tıbbi ve yaşam tarzı değişiklikleri yapmalıdır. İlk olarak, durumun ciddiyetini ve tedavi gerektirip gerektirmediğini belirlemek için bir ürolog ziyaret etmelisiniz. Doktor, varikoselin sperm kalitesini veya testis işlevlerini etkileyip etkilemediğini belirlemek için fiziksel muayene, ultrason ve gerekirse sperm analizi yapabilir.
Hafif varikosel hastalar genellikle cerrahi müdahaleye ihtiyaç duymaz ve düzenli takip önerilir. Bu süreçte, karın içi basıncı artıran aktivitelerden, ağır egzersizlerden ve uzun süre ayakta durmaktan kaçınmak önemlidir. Bunları kullanarak varikoselin ilerlemesini veya belirtilerin kötüleşmesini önleyebilirsiniz. Doktorunuz size ağrı kesiciler veya destekleyici iç çamaşırı önerebilir.
İleri derecede varikosel varsa, şiddetli ağrıya neden oluyorsa ya da kısırlık gibi sorunlara neden oluyorsa cerrahi müdahale gerekebilir. Bu durumda, en yaygın tedavi seçeneklerinden biri varikoselektomidir. Bu prosedür, testislerdeki kan dolaşımını normalleştirir ve genişlemiş damarları bağlar. Mikroskobik yöntemler ve laparoskopik cerrahi gibi daha az invaziv yöntemler de kullanılabilir.
Cerrahi tedavi sonrası iyileşme sürecinde doktorun tavsiyelerine dikkat etmek ve bir süre boyunca seks ve ağır fiziksel aktiviteden kaçınmak gerekir. Varikosel olan bir kişinin genel sağlık durumunu iyileştirmek için düzenli egzersiz yapmak, sağlıklı bir diyet uygulamak ve stresten kaçınmak gibi yaşam tarzı değişiklikleri yapmaları gerekir. Durumun düzenli olarak kontrol edilmesi, sperm sağlığını korumak ve komplikasyon riskini azaltmak için çok önemlidir.
Varikosel ameliyatının ardından testisler genellikle normal görünür, ancak iyileşme tamamlanana kadar bazı geçici değişiklikler fark edilebilir. Ameliyatın ardından, özellikle ilk birkaç hafta boyunca, testis torbasında şişlik, kızarıklık veya morarma oluşabilir. Ameliyat sırasında dokularda meydana gelen hassasiyet nedeniyle bu durum meydana gelir ve zamanla kendiliğinden düzelir.
Ameliyat sonrası testislerde meydana gelen şişlik, cerrahi girişimin uygulanmasına bağlı olarak değişebilir. Bu şişlik, açık veya laparoskopik ameliyatlarda kan dolaşımı normale döndükçe azalır. Mikroskobik cerrahi gibi daha hassas teknikler, şişliğin daha az belirgin olmasını sağlar. Ameliyat öncesi testisler, şişliğin azalmasıyla daha doğal hale gelir.
Hastalar, varikosel ameliyatının ileri bir evrede yapılmış olması durumunda, ameliyat sonrası testislerin daha düzgün ve pürüzsüz göründüğünü fark ederler. Ameliyatın ardından testisin boyutu ameliyat öncesine göre değişmiyorsa, iyileşme başarılı olmuş olabilir.
Ameliyat sonrası testis torbasında bir sıvı (hidrosel) birikebilir, bu da testisleri şişkinleştirebilir. Böyle bir durumda, bir doktor tarafından kontrol edilmesi gerekebilir. Ameliyatın ardından testisler tipik olarak dört ila altı haftaya kadar normal görünümlerine geri döner. Bu süreçte doktorunuzun tavsiyelerine uymak ve düzenli kontrolleri aksatmamak iyileşmeyi hızlandırır.